Şimdi yükleniyor

Küresel Isınmanın Türkiye’ye Etkileri

kuresel-isinma-turkiye-etkileri Küresel Isınmanın Türkiye'ye Etkileri Haberler

Küresel ısınma nedir?

Küresel ısınma, atmosfere salınan gazların neden olduğu tahmin edilen sera etkisinin sonucunda, Dünya üzerinde yıl boyunca kara, deniz ve havada ölçülen ortalama sıcaklıklarda görülen artışa verilen isme denir. Sera etkisi nedir? Güneşten gelen dalgalı radyasyonun bir kısmı doğrudan atmosfer tarafından uzaya verilirken, bir kısmı da yeryüzü tarafından emilir. Isınan yeryüzünden salınan uzun dalgalı radyasyonun önemli bir bölümü tekrar atmosfer tarafından emilir. Atmosferdeki gazların kısa dalgalı güneş ışınlarına karşı çok geçirgen, yeryüzünden verilen uzun dalgalı radyasyona karşı ise, biriken sera gazları nedeniyle daha az geçirgen olması sonucunda, yere yakın kısımların beklenenden daha fazla ısınması olayına atmosferin sera etkisi denilmektedir.

Küresel Isınmanın Türkiye’ye Etkileri

kuresel-isinma-turkiyeye-etkileri-1024x630 Küresel Isınmanın Türkiye'ye Etkileri Haberler

Küresel ısınmanın Türkiye üzerindeki etkileri… Türkiye karmaşık iklim yapısı içinde, özellikle küresel ısınmaya bağlı olarak, görülebilecek bir iklim değişikliğinden en fazla etkilenecek ülkelerden birisidir. Doğal olarak üç tarafından denizlerle çevrili olması, arızalı bir topografyaya sahip bulunması ve orografik özellikleri nedeniyle, Türkiye’nin farklı bölgeleri iklim değişikliğinden farklı biçimde ve değişik boyutlarda etkilenecektir. Örneğin, sıcaklık artışından daha çok çölleşme tehdidi altında bulunan Güney Doğu ve İç Anadolu gibi, kurak ve yarı kurak bölgelerle, yeterli suya sahip olmayan yarı nemli Ege ve Akdeniz bölgeleri daha fazla etkilenmiş olacaktır.

Bünyamin Sürmeli “Mavi Misket” kitabında küresel ısınmanın Türkiye’ye etkileriyle ilgili şu ifadelere yer vermiştir:

“Bilim insanlarına göre küresel ısınma önlenemediği takdirde Türkiye 100 yıl içinde Kuzey Afrika’ya dönecek!

Önümüzdeki dönemlerde ısınmayla birlikte denizlerimizdeki su akıntıları ve sıcaklık rejimlerinin de değişmesi bekleniyor. Balıkların göç yolları bozuluyor. Kuru kesimlerde yüksek sıcaklıklarla birlikte orman yangınları, tarımsal hastalık ve tarım zararlılarında büyük artışlar görülüyor; bu etkilerin daha da artacağı hesaplanıyor.

Kavurucu sıcaklar ve kuraklık, tarımsal ürünlerin hem çeşidinin hem de miktarının azalmasına neden olacak. Dünyanın birçok yerinde, özellikle orta enlemlerde hazırlıklar, yaz yerine bahar turizmi üzerine olacak. Güney bölgeleri turizmi kuzeye kaptıracak, Akdeniz yerine Karadeniz öne çıkacak. Türkiye’de yaşayanlar kuzeye yerleşmeye çalışacak. Kurak yılların frekansı artacak, daha sık görülecek.

2030’da Türkiye’nin büyük bir kısmı oldukça kuru ve sıcak bir iklimin etkisine girecek, sıcaklıklar 2-3 derece artacak. Deniz seviyesinin 2030’da 30 santimetre, 2050-2100 arasında ise 50 santimetrenin üzerinde yükselmesi bekleniyor. Denizlerin yükselmesinden elbette öncelikle kıyı kesimleri etkilenecek. Özellikle Sadullah Paşa ve Amcazade Hüseyin Paşa yalısı gibi bazı yalılar sular altında kalacak. Yalnızca tarihsel kayıplar söz konusu değil, deniz seviyesinde yükselmelerle bazı kıyı şeridi ve deltalardaki tarım alanları, plajlar ve yat limanları belki de kullanılamaz hale gelecek.”

Paylaş: